Gerek genel sağlık, gerekse de kalp damar sağlığının çalışma yaşamındaki koşullarla ya da kimi faktörler ile doğrudan veya dolaylı ilişkisi bulunmaktadır. Koroner arter hastalığı (KAH) son yıllarda tüm Dünyada olduğu gibi ülkemizde de mortalite ve morbidite yönünden dikkat çekecek şekilde artmıştır.
Dolaşım sistemini etkileyen faktörlere bakacak olursak;
- Fiziksel Faktörler; Sıcak ve Nem: Sıcak ve nemin aşırı yüksekliği Koroner kalp hastalıklarından ölümler arasında bir ilişki vardır. Sıcak ortamlarda çalışmak kalp hızı ve miyokardın oksijen tüketimini artırmaktadır.
- Fiziksel Faktörler; Soğuk: Soğuk, anoksi ve vazokonstrüksiyon yaparak, kalbin iş yükünü artırır. Kalp hastalarında kalp atışları hızlanır, kan basıncı yükselir ve anjina pektoris ortaya çıkarken anjinanın meydana gelmesi içni gerekli eforun eşiği düşer. Buzhanelerde, et kombinalarında ani koroner ataklar ve ölümler görülmüştür. Bu olaylar önceden koroner arter hastalığı olan kişilerin soğukta çalıştırılmasının tehlikesini gösterir.
- Fiziksel Faktörler ; Radyasyon: Yüksek doz radyasyon koroner arterlere ve kalbe önemli zararlar verebilir. Endotel hücrelerine verdiği hasar ve buna yanıt olarak oluşan inflamasyon sebebiyle gecikmiş olarak kardiyak sorunlara yol açabilmektedir.
- Gece Çalışması: Epidemiyolojik araştırmalar, gece çalışanlarda koroner kalp hastalıkları riskinin, gündüz çalışanlara göre yükseldiğini göstermektedir. Gece çalışma süresi arttıkça risk artmakta ve ortalama olarak rölatif riskin 1,4 olduğu gösterilmiştir.
- Kimyasal Faktörler: Çeşitli kimyasal faktörlerin kalp hastalıklarının oluşmasında ek bir risk faktörü olması söz konusudur. Bunlar arasında civa, arsenik, nitrat, antimon, karbon monoksit koroner hastalıkların oluşumu ve gelişmesinde önemli birer faktördür.
- Aritmi: Arsenik, kloroflorokarbon, Hidrokarbon solventleri, organofosfatlar ve insektisitler.
- KAH (Koroner Arter Hastalığı): Karbon disülfid, Karbonmonoksit, Kurşun
- Hipertansiyon: Kadmiyum, Karbondisülsif, Kurşun
- Miyokard Hasarı: Antimon, Arsenik, Asrine, Kobalt, kurşun
- İskemik Kalp hast: Organik nitratlar (Nitrogliserin, Etilen Glikol)
- Periferik Arter Tıkanma Hastalıkları: Arsenik, Kurşun
- İş Hayatı ve Stres: Çalışma ortamlarında görülen psikososyal faktörlerin kalp damar hastalıklarının ortaya çıkması ya da ağırlaşmasında etkisi olduğu da saptanmıştır. Bu faktörler
- Aşırı mesai, çok fazla sorumluluk alma
- Vardiya çalışması
- Sürekli dikkat isteyen monoton işler
- İş yerinde çalışma arkadaşları ve amirlerle olan çatışmalar ve gerginlikler
- İş yerinde sosyal izolasyon
Kardiyovasküler hastalıklar dünya genelinde bulaşıcı olmayan hastalıklara bağlı ölümlerin çoğundan sorumludur..Kanser, Solunum yolu hastalıkları ve diyabet ile birlikte değerlendirildiğinde bu dört grup hastalık bulaşıcı olmayan hastalıklara bağlı ölümlerin %80 inden sorumludur ve dört ortak risk faktörü ile bağlantılıdır.
- Tütün kullanımı
- Fiziksel olarak hareketsizlik
- Zararlı düzeyde alkol kullanımı
- Kötü beslenme
Yaşam tarzı ile KKH riski arasındaki ilişki tam olarak bilinmektedir. Sakin, ılımlı ve daha rahat yaşam tarzı olanlara göre, daha hırslı ve agresif olan kişilerin daha yüksek kan lipid düzeyi, daha hızlı kan pıhtılaşma, daha bozuk sağlık durumu ve daha yüksek kan KKH riski vardır.
Stres, kalp krizlerine neden olabilir. Erkeklerde miyokard infarktüslerinde strese ithaf edilen riskin sigaraya ithaf edilir derecede anlamlı olduğu gösterilmiştir.
Güvenilir çalışmalarda, sigara içenlerin, içmeyenlere göre 7-8 kat daha fazla hastalık istirahatı kullandığı saptanmıştır. Sigara içen birinin çalışma gününde verdiği 10 ar dakikalık 9 mola, çalışma haftasının yaklaşık bir gününe mal olmaktadır.
Sigara kullanan işçinin kendi sağlığı üzerindeki kötü etkisi yanı sıra, tütün dumanına maruz kalmak işçinin ailesine ve iş arkadaşlarına ciddi zarar verebilir. Kapalı yerde sigaranın yasaklanması konusunda yapılanlar bu konudaki iyileştirmelerdir.
Kardiyovasküler hastalıkların önlenmesi mümkündür. Kan basıncı, obezite, kolesterol ve tütün kullanımında eş zamanlı olarak toplum genelinde hafif bir azalmanın sağlanması bu hastalığın yarıdan fazla azaltılacağını göstermektedir.
KKH nın %80 i , Tip 2 DM in %90 ı ve kanserlerin %33 ü, beslenme yanlışlarının düzeltilmesi ve egzeriz ile önlenebilir. Hareketsiz kişilerde KKH ya da inme riski orta düzeyde hareketli kişilere göre %30- 50 daha yüksektir.
KRONİK VENÖZ YETMEZLİK
Alt ekstremiteden kanın yetersiz dönüşünün neden olduğu sendrom olarak tanımlanabiir.
- Kadınlarda %25- 30
- Erkeklerde %7- 40 olarak görülür
- Ülser prevalanı %0,3 ile 1 arasındadır.
Sakatlık ve iş gücü kaybına neden olurken, sıklıkla hastalık istirahatı nedeni ve erken emeklilik nedeni olarak kendini gösterir.
Ayakta çalışanlarda ofis çalışanlarına göre 2,7 kat daha fazla görülür.
Yapılan bir çalışmada Bayan mağaza çalışanlarının %60 ında variköz ven tespit edilmiştir. Risk faktörleri olarak;
- Yaş
- Genetik yatkınlık
- Cinsiyet
- Hormonlar ve gebelik
- Derin ven trombozu
- Alt ekstremite travması göze çarpar.
Hastaların yakınmalarını azaltmak ve hastalığın seyrini durdurmasa da yavaşlatabilmek için aşağıdaki destekler işe yarar;
- Yaşam tarzı değişikliği
- Uygun spor tercih edilmesi
- Uygun kıyafet seçimi
- Kompresyon desteği