Ne Yemeli Ne Yememeli?

Hepimiz öyle veya böyle besleniyoruz. Ancak sağlıklı beslenmek için tükettiğimiz ürünlerin sağlıklı olması gerekiyor. Ürünler üretim aşamasından daha tarladan itibaren sağlıklı olarak üretilmeli. Tohumundan itibaren, toprağın gübrelenmesinden itibaren ve özellikle de tarım ilaçları konusunda üreticilerin eğitilmesi gerekiyor.  Biz ise tezgahtaki domatesin kırmızılığına, salatalığın körpeliğine, kirazın büyüklüğüne bakarak sağlıklı olduğuna karar vermeye çalışıyoruz tabii ki de yanlış yapıyoruz. Yani denetimi yerinde ve zamanın da yapmayanlar bizleri yanlışa itiyorlar.

Peki o halde ne yapabiliriz. En azından güvenmediğimiz ürünleri almamalıyız. Mümkün olduğunca pazarlardan alışveriş yapmalıyız ki daha taze ve birebir tüketiciden alma şansımızı artırmış olalım. Bu kere de başka tehlikeler karşımıza çıkar. Büyük şehirlerde binlerce aracın çalıştığı cadde ve sokaklarda hemen yan tarafında kurulan pazardaki ürünlerin üzerinde yapılan çalışmalarda metal yoğunluğu oluştuğu tespit edilmiştir. Bundan da kısmen korunmak için ölçülü dozda klorlu suda bir süre bekletmek gerekir.  Klor ayrıca sebze ve meyvelerin üzerindeki zararlı bakteri ve parazitlerin yok olmasına vesile olur.  Marketlerin manav reyonlarının dışarıda oluşturulmasına da yerel yönetimin müsaade etmemesi gerekir ki, ağır metaller ve diğer zararlı maddelerden sebze ve meyveleri uzak tutalım.

Asla şunun tadına bir bakayım da alayım diye Pazar yerinde veya markette tezgahtan bir şey yememek lazım.

Sebze ve Meyveler de üretim aşamaları konusunda bilgi sahibi değiliz de, güzelim ambalajlardaki gıdaların ne aşamalardan geçip te  soframıza kadar geldiğini acaba biliyor muyuz?  İçinde neler olduğunu kısmen biliyoruz, ancak bozulmasın diye kullanılan katkı maddeleri, tatlandırıcılar, saklama şartları vs. hakkında bilgimiz yeterli değil.  O halde biz sağlıklı beslenmek için neleri yemeliyiz konusunda bilgi verip, ürünlerin sağlıklı olup olmadığı konusunu üreticiye, satıcıya ve denetçilerin vicdanına bırakalım.

Beslenme insanın temel ihtiyaçlarından biridir. Sağlıklı gelişimi, büyümesi ve sağlığını koruyabilmesi için beslenme son derece önemlidir. Beslenme sadece beslenme ve diyet uzmanlarının görevi değil, sağlık ve eğitim sektöründe çalışan herkesin görevidir.

Beslenme ve Diyet konularında, bugüne kadar biz gıdaların faydalarını, sağlıklı olanlarını anlatıyorduk, ancak gördük ki, biz karşılaşabileceğimiz hastalıklarla ve mevcut olan hastalıklarla Beslenmemiz arasında bağlantı kurarsak daha etkili oluyoruz. Yani tansiyonu olan hastanın tuzsuz yemesinin gerekliliğini anlatıyoruz, ama maalesef bunu o kişi tansiyon hastası olduktan sonra uyguluyor. Oysaki eğer tuzun damar sertliğini artırıcı özelliğini başlangıçtan beri bilse idi, belkide tuzsuz yiyecek ve bu kadar erken tansiyon hastalığına yakalanmayacaktı.

Bebeklikten beri başlayan alışkanlıklarımız ileri yaşlarımızdaki beslenme alışkanlıklarımızı ortaya çıkarır. Daha yaşına gitmemiş bir bebeğe annesi yumurta pişirir, ilk kez tadıyordur belki ama ne yapar, biraz tuz katar. Halbuki o çocuk tuzun ne olduğunu bilmez. Ama bu şekilde yumurtanın tadını tuz ile birlikte algılayacağı için artık her seferinde yumurtasına tuz ister, tıpkı çaya şeker atılması da böyledir.

Demek ki sağlıklı beslenme kuralları en baştan başlamalı ki kalıcı ve etkili olsun. Öncelikle her bünyenin bir bazal metabolizması vardır. Bu o kişinin yaşı, boyu, kilosu ve cinsiyeti ile ilgili bir formül ile hesaplanır. Bazal metabolizma bir kişinin hiçbir aktivite yapmadan günlük ihtiyaç duyduğu enerjinin kalori cinsinden değeridir.  Bu değerin üzerine herkes yaptığı aktivitelere göre ortalama kalori değerlerini hesaplayıp, aldığı gıdalarla bunu dengelemeli ve ihtiyaç fazlası kaloriyi almamalıdır. Alınacak besin maddeleri tüm grupları içermelidir. Sağlıklı olmak için sağlığı kaybetmeden onu kaybettirecek maddelerden uzak durmanın gerekliliğini  bilip kabullenmek gerekir.

Vücut Kitle İndeksinizi Hesaplamak için tıklayınız.

Paylaş:

Bir Cevap Yazın