Sağlıklı Beslenmeye Giriş

Bugün sizlere  aslında hepimizin bildiği ama gözden kaçırdığımız ya da ihmal ettiğimiz bir konudan “Sağlıklı Beslenme”den bahsetmek istiyorum. Şöyle bir soru yönelttiğimizde aldığımız cevaplara bakarak aslında buna ne kadar önem verdiğimizi anlamış oluruz. Sağlıklı Beslenme sorusunda; ben de dahil sanki söz birliği yapmışcasına çoğunluk  kendi beslendiğimiz şeklin ve severek yediklerimizin sağlıklı olduğunu savunuyoruz. Pek azımız ise sağlıklı beslenemediğini söylüyor. Burada sağlıklı beslenmedeki algımızda bazen sanki kaliteli beslenme, dengeli beslenme, organik beslenme gibi hatırlanıyor. Tabi ki onlar da önemli ama bizim asıl üzerinde durduğumuz konu; Hangi gıdaları yemeliyiz, gıdaları nasıl saklamalıyız,  Besin maddelerini alırken nelere dikkat etmeliyiz, Besin zehirlenmesi deyince ne anlıyoruz vs.

Başlangıçta şunu peşinen belirtelim, Toplumumuzda, özellikle yaşadığımız büyük kentlerde kesinlikle bize sunulan gıdaların ekseriyeti sağlık şartlarına uygun değildir. Zaten Bakanlığın denetimleri sıklaştırması, Şikayet telefonlarının 24 saat hizmet verir durumda olması, Hizmet içi eğitimlere önem vermesi ile şunu anlıyoruz ki, teşhis koyulmuş, tedavi için çabalanmaktadır. Ancak burada en önemli görev biz tüketicilere düşmektedir. Unutmayalım ki, sağlıklı olmayan ürünü biz almazsak o satılamayacak, dolayısıyla üretilmeyecek böylece kontrolü biz sağlamış olacağız. Bu bilgilendirme yazısını yazmamızın da amacı budur. Bazan bakkalların camlarında yazıları görürsünüz; Bilmem kaç tane İnegöl köfte 3 lira, 5 lira. Mantığın alacağı bir şey değildir. Evet, demek ki öncelikle mantık süzgecinden geçirmemiz gerekiyor. Gıda da kelepir olmaz. Gıdanın kelepiri kesinlikle bozuk ya da hatalı üretilmiştir.

Özellikle sağlıklı besleniyor musun? Sorusuna cevap verirken çoğunluk, zayıflamıyorum demek ki sağlıklı besleniyorum, Ya da çocuk maşallah top gibi oldu, demek ki çocuğuma gıdalar yarıyor, demek ki onu sağlıklı besleyebiliyorum diye yanlış algılamaları da görüyoruz. Unutmayalım ki, sağlıklı olmak kilo almak, zayıf olmak, kolay hazmetmek filan la ilgili değildir. İdeal ölçülerde olmak da bazen sağlıklı olduğumuz manasına gelmez.  Araba alırken nasıl ki motorunun durumuna özellikle dikkat edip kaportasına fazla bakmıyorsak, insan olarak da vücut sistemlerimizin (dolaşım, solunum, sindirim, sinir, üriner sistem vs.) durumunu bilmemiz gerekiyor. Bunun için illa uyduruk check-up lardan geçmemize gerek yok. Bedenimiz, her şeyi kontrol edecek şekilde yaratılmıştır. Yeter ki biz vücudumuzun bize verdiği sinyalleri iyi takip edebilelim. Yani bir tatlı yediğimizde eğer midemiz yanmaya başlıyorsa bu o gıdanın sağlıklı olmadığını, en azından yağının ya da şekerinin sağlıklı olmadığını gösterir. Çoğumuz yaşamışızdır, Bir davette bir dilim baklava yeriz, 20 dakika sonra başlayan ve neredeyse 3-5 saat süren mide yanmalarımız olur. Halbuki bildiğimiz güvenli bir tatlıcıda veya evimizde yapılan tatlıdan doyasıya yeriz, midemiz de hiçbir rahatsızlık hissetmeyiz.

Konuyu daha sonra detaylandırmak üzere kısaca demek ki; Ne yediğimizi ve Nereden yediğimizi bileceğiz. Bunun için aldığımız ürünün nerede ve hangi şartlarda üretildiğini araştırıp öğrenmemiz gerekir. Bu marketin sattığı güvenlidir, bu adamın sakalı var hileli hurdalı mal satmaz, bu fırıncının başında hep bonesi vardır veya Dr. Bilmem Kim bey de bu pastahaneden alışveriş yapıyor o halde burası güvenlidir diye bir ön yargımız olmamalı, kendimiz araştırmamızı yapmalı ve bunu periyodik olarak ta devam ettirmeliyiz.

Vücut Kitle İndeksinizi Hesaplamak için tıklayınız.

Paylaş:

Bir Cevap Yazın